Gündem, sürekli akıp giden, bizi şekillendiren, kararlarımızı etkileyen görünmez bir nehir gibidir. Her an yeni haberler, gelişmeler, yorumlar, tartışmalar bu nehre katılır, yönünü, hızını, hatta rengini değiştirir. Bu nehirde yüzmek, akıntıya karşı koymak ya da akıntıyla birlikte sürüklenmek, tamamen bizim tercihimize kalmıştır. Ancak, bu nehrin akışının doğal olmadığı, hatta çoğu zaman kasıtlı olarak yönlendirildiği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Gündemin görünürdeki tarafsızlığı, sıklıkla manipülasyonun ince örtüsüdür.
Medya kuruluşları, sosyal medya platformları ve hatta hükümetler, gündemi belirleme ve şekillendirmede önemli roller oynarlar. Haberlerin seçimi, sunumu, vurgulanması, hatta sansürlenmesi, insanların dünya hakkındaki algılarını ve dolayısıyla davranışlarını doğrudan etkiler. Örneğin, sürekli tekrarlanan olumsuz haberler, toplumda genel bir korku ve kaygı ortamı yaratabilir. Bu korku ve kaygı, daha sonra politik ve ekonomik kararları etkileyerek istenen sonuçları doğurabilir. Başka bir deyişle, belirli bir gündemin sürekli olarak empoze edilmesi, toplumsal kontrol mekanizmasının bir parçası olabilir.
Dijital çağ, gündemin manipülasyonunu daha da kolaylaştırdı. Sosyal medya algoritmaları, kullanıcıların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş içerik akışları oluşturur. Bu durum, “filtre kabarcığı” olarak bilinen bir olguyu doğurur: İnsanlar, yalnızca kendi inançlarını pekiştiren bilgileri görür ve farklı bakış açılarından haberdar olmazlar. Bu da, toplumsal polarizasyonun ve aşırı uçların güçlenmesine yol açar. Sahte haberler ve dezenformasyon kampanyaları da, özellikle sosyal medyanın hızlı yayılım özelliği sayesinde, gündemi kolaylıkla manipüle edebilir.
Ancak, gündemin manipülasyonunun farkında olmak, onun etkisinden tamamen kurtulmak anlamına gelmez. Eleştirel düşünme ve medyayı sorgulayarak, güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeye özen göstererek, manipülasyon girişimlerine karşı daha dirençli olabiliriz. Farklı bakış açılarını dinlemek, çeşitli haber kaynaklarını takip etmek ve kendi ön yargılarımızın farkında olmak, gündemin etkisinden kurtulmak için atabileceğimiz önemli adımlardır.
Gündem belirleme süreçlerinin şeffaflaştırılması, medya okuryazarlığı eğitiminin yaygınlaştırılması ve dezenformasyonla mücadele için etkin stratejilerin geliştirilmesi, sağlıklı bir kamuoyu oluşturmak için hayati önem taşır. Bir toplum olarak, gündemin manipülasyonuna karşı daha bilinçli ve dirençli olmalıyız. Aksi takdirde, gerçeklerden uzaklaşarak, manipüle edilmiş bir dünyanın içinde sürüklenebiliriz. Gündemin yüzü, bize doğru yansıtılan gerçekliğin kendisi değil, onun ardında yatan güçlerin ve çıkarların aynası olabilir. Bu aynaya bakarken, yansıyan görüntünün gerçek mi yoksa manipüle edilmiş bir yansıma mı olduğunu sorgulamayı öğrenmeliyiz. Yalnızca bu şekilde, kendi gündemimizi belirleyerek, kendi geleceğimizi şekillendirebiliriz. Bilinçli bir tüketici olarak, gündemi şekillendiren süreçlere aktif olarak katılmalı ve kendi düşünce ve kararlarımızı özgürce oluşturabilmeliyiz. Akıntıya kapılmak yerine, nehrin yönünü belirlemeye çalışanlardan biri olmalıyız.
