Gündem, sürekli dönen, bazen fırtınalı, bazen sakin bir nehir gibidir. Bizi güncel olayların akıntısıyla sürüklediği için çoğu zaman nehrin derinliklerindeki taşları, yani gerçekten önemli olan ayrıntıları görmemizi engeller. Manşetler her zaman en büyük olayı, en çarpıcı haberi öne çıkarır. Ancak bu, diğer, belki de daha yavaş akan ancak uzun vadede daha büyük etkiye sahip konuların göz ardı edilmesi anlamına gelir. Medyanın odak noktasındaki bu yoğunlaşma, toplumun bazı önemli meselelere duyarsız kalmasına veya onların önemini hafife almasına neden olur.
Bir örnek olarak iklim değişikliğini ele alalım. Her yıl yaşanan felaketler, iklim değişikliğinin gerçek ve yıkıcı sonuçlarını gösteriyor. Ancak gündemin yoğunluğu arasında, iklim kriziyle mücadele için gerekli adımların atılması gerileme, hatta unutulma noktasına gelebiliyor. Siyasi tartışmalar, ekonomik krizler ve günlük yaşamın koşuşturmacası, iklim değişikliğiyle ilgili önemli konuşmaları, uzun vadeli planlamaları gölgede bırakıyor. Bu durum, gelecek nesiller için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.
Bir diğer ihmal edilen konu, eğitim eşitsizliğidir. Ülkemizin her yerinde, çocukların kaynaklara ve fırsatlara erişimindeki büyük farklılıklar açıkça ortada. Zengin mahallelerdeki okullar, modern teknoloji ve deneyimli öğretmenlerle donatılırken, yoksul mahallelerdeki okullar kaynak yetersizliğiyle mücadele ediyor. Bu eşitsizlik, geleceğin liderlerini, yenilikçilerini ve yaratıcılarını yetiştirecek olan eğitim sistemimizin potansiyelini kısıtlıyor. Gündemdeki diğer olayların gürültüsü arasında, bu önemli eğitim boşluğu çoğu zaman fark edilmiyor ya da yeterince dikkate alınmıyor.
Sağlık eşitsizliği de gündemin gölgesinde kalan bir diğer önemli meseledir. Sağlık hizmetlerine erişim, gelir düzeyi, coğrafi konum ve diğer faktörlere göre büyük farklılıklar göstermektedir. Yetersiz sağlık hizmetleri, önlenebilir hastalıklara ve ölümlere yol açar, toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirir. Bu sorun, gündemdeki acil krizler arasında sıklıkla unutulur veya ikinci plana atılır.
Bunların yanında, mental sağlık da toplumumuzda yeterince ele alınmayan bir konudur. Depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal sağlık sorunları giderek yaygınlaşırken, bu konuların yeterince tartışılması ve tedavi seçeneklerine erişim sağlanması konusunda hala büyük eksiklikler vardır. Gündemin hızı arasında, bireylerin ruhsal sağlık sorunlarıyla başa çıkma mücadelesi çoğu zaman gözden kaçıyor.
Gündemin akıntısına kapılmak kolaydır. Manşetler sürekli değişir ve dikkatimizi her yeni olaya yönlendirir. Ancak, toplumun sağlığı ve geleceği için gerçekten önemli olan şeyleri görmezden gelme lüksümüz yok. Gündemin gürültüsü arasında kaybolan sesleri dinlemeli, ihmal edilen meseleleri ele almalı ve uzun vadeli çözümler için çalışmalıyız. İklim değişikliği, eğitim eşitsizliği, sağlık eşitsizliği ve mental sağlık gibi konuları gündemin ötesine taşımalı ve bunlara kalıcı çözümler bulmak için sürekli olarak çaba sarf etmeliyiz. Yalnızca bu şekilde, daha adil, daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı bir toplum yaratabiliriz. Unutulmamalıdır ki, gündem geçicidir, ancak toplumun temel sorunları kalıcıdır ve sürekli dikkat gerektirir.
