Gündem, görünüşte basit bir kelime olmasına rağmen, dünyayı nasıl algıladığımız ve yaşadığımız konusunda derin bir etkiye sahiptir. Ne okuduğumuz, ne izlediğimiz, neyi tartıştığımız ve hatta neyi düşündüğümüz, büyük oranda gündemin belirlediği bir akışın içinde şekilleniyor. Bilgi çağında ise bu etki, geçmişin tüm iletişim araçlarından çok daha güçlü ve yaygın. Geleneksel medya organlarının yanı sıra, sosyal medya platformları, algoritmalar ve bireysel influencer’lar gündemi şekillendiren, yönlendiren ve manipüle eden güçlü aktörler haline geldi. Bu durum, bireysel özgürlüğümüzü, demokratik süreçlerimizi ve hatta gerçekliğimizin algısını tehdit ediyor.
Gündemin belirlenmesi, bir zamanlar ağırlıklı olarak geleneksel medya kuruluşlarının elindeydi. Gazeteler, televizyon kanalları ve radyo istasyonları, hangi haberlerin öne çıkarılacağına, hangi konuların tartışılacağına ve hangi bakış açılarının yaygınlaştırılacağına karar verme gücüne sahipti. Ancak internetin ve sosyal medyanın yükselişiyle bu güç dengesi kökten değişti. Artık milyonlarca insan, kendi içeriklerini üretmekte, paylaşmakta ve tüketmektedir. Bu demokratikleşme sürecinin olumlu yönleri olsa da, beraberinde kontrolsüz bilgi kirliliği, dezenformasyon ve manipülasyon gibi ciddi tehlikeleri de getirdi.
Sosyal medya algoritmaları, gündemin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynuyor. Bu algoritmalar, kullanıcıların tercihlerine ve geçmiş davranışlarına dayanarak içerikleri filtreliyor ve sıralıyor. Bu durum, kullanıcıların “filter bubble” (filtre kabarcığı) adı verilen bir bilgi ekosistemine hapsolmasına ve yalnızca kendi görüşleriyle uyumlu bilgileri görmelerine yol açabiliyor. Sonuç olarak, bireyler daha kutuplaşmış hale gelirken, farklı bakış açılarını anlamak ve empati kurmak zorlaşmaktadır.
Dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme, günümüz gündeminin en büyük sorunlarından biri haline geldi. Sahte haberler, komplo teorileri ve manipülatif içerikler, sosyal medya platformları üzerinden hızla yayılıyor ve gerçeklikle karıştırılabiliyor. Bu durum, toplumsal huzursuzluğu artırmakta, toplumsal güvenin erozyonuna yol açmakta ve demokratik süreçleri tehdit etmektedir. Gündemi kontrol edenlerin, bu dezenformasyon akışını kontrol altına almak ve doğru bilgiye erişimi kolaylaştırmak için sorumluluk alması elzemdir.
Gündemin belirlenmesi ve manipülasyonu, sadece bireysel düzeyde değil, ulusal ve uluslararası politikalar üzerinde de derin bir etkiye sahip. Siyasi kampanyalar, gündemi yönlendirmek ve kamuoyu oluşturmak için medya ve sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyor. Propaganda, dezenformasyon ve manipülasyon, seçim sonuçlarını bile etkileyebilecek bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, medyanın ve sosyal medyanın eleştirel bir şekilde değerlendirilmesi ve doğru bilgiye erişimin sağlanması, demokrasinin korunması için olmazsa olmazdır.
Bilgi çağında gündemin kontrolünü ele geçirmek, büyük bir güç anlamına geliyor. Bu gücü elinde tutanlar, kamuoyunu yönlendirme, düşünceleri şekillendirme ve hatta gerçekliği yeniden tanımlama kapasitesine sahipler. Bu nedenle, bireylerin medya okuryazarlığı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri, kendi gündemlerini oluşturmaları ve manipülasyonlara karşı dirençli olmaları büyük önem taşıyor. Ayrıca, medya kuruluşları ve sosyal medya platformlarının, doğru ve tarafsız haberciliğe odaklanması ve dezenformasyonla mücadele için etkin mekanizmalar geliştirmesi gerekiyor. Akıllı ve bilinçli bireyler yetiştirmek ve güvenilir bilgi kaynaklarına erişimi kolaylaştırmak, gündemin efendilerine karşı koymanın ve özgür bir toplumu inşa etmenin en önemli yoludur. Gündem, yalnızca tüketilen bir şey değil, aynı zamanda aktif olarak şekillendirilmesi gereken bir alandır.
